
Türkiye’de yaşlanan nüfusun artışıyla gerontoloji alanı giderek önem kazanıyor.
İnönü Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Selman Bölükbaşı, “Sağlıklı ve başarılı yaşlanmayı savunuyoruz. Önemli olan, bireylerin sağlıklarını koruyarak yaşam kalitelerini artırmalarıdır,” dedi. Yaş dostu şehirler, Tazelenme Üniversiteleri ve teknolojik yeniliklere dikkat çeken Bölükbaşı, gerontolojinin Türkiye’de hızla geliştiğini ve gençlerin bu alana yönelmesi gerektiğini vurguladı. Bölükbaşı “Bu bilim dalı, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarına cevap verecek ve ülkemizin altyapısını güçlendirecek bir alan,” diyerek gerontolojinin önemine işaret etti. Dr. Öğr. Üyesi Selman Bölükbaşı ile gerantoloji konuştuk.
Gerontoloji nedir ve bu bölümde eğitimin ana hedefleri nelerdir?
Gerontoloji, yaşlanma süreci ve yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak üzerine bilimsel çalışmalar yapan bir disiplindir. Bu bölümde, yaşlanma sürecinin psikolojik, sosyal, biyolojik ve kültürel boyutları ele alınmaktadır.Eğitimin temel hedefi, yaşlanma bilimi alanında çalışabilecek bilim insanları yetiştirmektir. Amaç, yaşlıların sadece tıbbi boyutuna değil, aynı zamanda sosyal, psikolojik ve biyolojik boyutlarına da bütüncül bir yaklaşımla bakmaktır.
Gerontoloji bölümüne olan ilginiz nasıl başladı? Sizi bu alana yönlendiren şey neydi?
Nüfusumuzun yaşlandığını fark ettiğim andan itibaren, yaşlılarla çalışmanın gerekliliğini gördüm. Gerçekten de yaşlanan bir nüfusumuz var ve bu nüfusun ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına atandığım ilk yıllarda, 10 yıllık süreçte şunu gözlemledim: Yaşlılar, bakım sorunları yaşıyor ve huzurevlerinden ziyade kendi evlerinde hizmet almaya daha fazla ihtiyaç duyuyordu.
Ancak, sosyal politikalarımız yaşlanma bilimi konusunda oldukça geri kalmıştı ve toplum olarak nüfusumuzun yaşlandığının farkında değildik. Bu alanda bir gelecek olduğunu gördüm ve yaşlanma bilimi alanına yönelmeye karar verdim. Doktora mezuniyetimin hemen ardından akademik alanda görev alarak bu alanda katkı sunmaya başladım.
En son TÜİK istatistiklerine göre, nüfusumuzun %10,2’si yaşlı, yani yaklaşık 8.bin 722 kişi. Ayrıca, Malatya özelinde bu oran %11,7’ye ulaştı. Bu veriler, ülkemizin giderek yaşlı bir toplum haline geldiğini ve gerontolojinin önemini daha da artırdığını gösteriyor.
Gerontoloji bölümünün diğer sağlık ve sosyal bilimlerden farkı nedir?
Gerontoloji bölümü, sağlık ve sosyal bilimleri bir arada barındıran çok disiplinli bir alan olarak öne çıkar. Bölümümüzde, yaşlanma psikolojisi, yaşlanma sosyolojisi gibi sosyal bilim derslerinin yanı sıra yaşlanma biyolojisi gibi sağlıkla ilgili dersler de bulunmaktadır.
Sağlık bilimlerinden farkı, gerontolojinin daha çok bilimsel çalışmalara odaklanmasıdır. Hemşirelik ya da ebelik gibi doğrudan hastaya tıbbi müdahale yapmaz. Bunun yerine, sağlık personelini eğitme ve onlara rehberlik etme gibi görevleri üstlenir. Uygulamalı bir alan olması nedeniyle, bilimsel araştırmaların yanı sıra hizmet içi eğitimler de önem taşır.Gerontoloji, tıp ile entegre bir şekilde çalışırken, diğer sosyal bilimlerden farkını uygulama boyutuyla gösterir. Diğer sosyal bilimler genellikle teoride kalırken, gerontolojinin uygulamalı yönü büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Gerontoloji günümüzde nasıl bir değişim gösteriyor ve yaşlı nüfus bu alandaki çalışmaları nasıl etkiliyor?
Gerontoloji günümüzde önemli bir bilim dalı haline gelmiştir. 2023 yılında nüfusumuzun %10,2’sinin yaşlı bireylerden oluştuğunu fark ettik. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, bir toplumda nüfusun %10’u yaşlı bireylerden oluşuyorsa, bu toplum yaşlı kabul edilir. Bu durum, yaşlı bireylere yönelik politikaların geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır.Ayrıca beklenen yaşam süresinin uzaması, doğumda beklenen yaşam süresi kavramını daha önemli hale getirmiştir. Artık bireylerin herhangi bir hastalıkları olmadan kaç yıl yaşayabilecekleri üzerine çalışılıyor. Bu da toplumun giderek yaşlandığını gösteriyor ve buna uygun planlamaların yapılmasını gerektiriyor.Yaşlı bireylerin kendi evlerinde veya yaşadıkları çevrede desteklenmeleri öncelikli hedef olmalıdır. Kurum bakımı ya da yatılı bakım, kesinlikle birinci tercih olmamalıdır. Bu nedenle, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak ve onları desteklemek için sosyal, ekonomik ve sağlık politikalarına ihtiyaç vardır. Gerontoloji bölümü, bu tür politikaların geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Gerontoloji alanında gelecek 10 yılda nasıl bir değişim bekleniyor ve teknolojinin bu alana etkisi ne olacak?
Şimdi şöyle baktığımızda, zaten çok hızlı yaşlanan bir nüfusumuz var. Bu durum, gerontolojinin gelecek vaat eden bir alan haline gelmesini sağlıyor. TÜİK’in istatistiklerine göre, 10 yıl içinde nüfusumuzun %25’inin yaşlanması bekleniyor. Bu da her 4 kişiden birinin yaşlı olması demek. Bu yaşlanan nüfus, doğal olarak gerontoloji gibi bir bilime daha fazla ihtiyaç duyacaktır. Biz de bu bölümün gelişeceğini ve değişeceğini düşünüyoruz.
Teknolojinin bu alana etkisine gelince, geronteknoloji dediğimiz, yaşlı bireylerin hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik teknolojiler giderek önem kazanıyor. Örneğin, bakım verenlerin yükünü hafifletmek için kullanılan teknolojiler, yaşlıların yataktan kaldırılmasını kolaylaştıran cihazlar ya da Alzheimer hastalarının kaybolduklarında bulunmasını sağlayan teknolojiler bunlar arasında yer alıyor.Ayrıca kozmetik teknolojiler de bu alanda etkili. Anti-aging kremler ve uygulamalar son zamanlarda ön plana çıkıyor. Tüm bu gelişmelere baktığımızda, teknolojinin gerontolojiye etkisinin çok büyük olacağını ve artık yazılım ile teknolojinin geronteknolojide kullanılmasının zamanının geldiğini düşünüyoruz.
Türkiye’de gerontoloji eğitiminin önemi nedir ve bu alandaki potansiyel nedir?
Türkiye’de şu anda 6 devlet ve 1 özel üniversite olmak üzere toplam 7 üniversitede gerontoloji bölümü bulunmaktadır. Ancak bu alanda ciddi bir öğretim üyesi açığı vardır. Örneğin, geçen yıl 3 kez doktor öğretim üyesi ilanına çıkılmış, ancak sadece bir kişi başvurmuş, diğer ilanlar boş kalmıştır. Bu durum, Türkiye’de akademide nadir görülen bir olaydır.Sağlık Bakanlığı, gerontoloji mezunları için kadro açmış ancak başvuracak mezun olmadığı için kadrolar boş kalmıştır. Buna rağmen, sağlık sektöründe çalışan kişiler ve ikinci üniversite kapsamında bu bölüme yönelenler gerontolojide bir gelecek görmektedir.
Bu alandaki potansiyel büyüktür, ancak akademik kadro ve mezun sayısındaki eksiklikler giderilmediği sürece gerontoloji eğitiminde ilerleme sağlamak zor olacaktır.
Türkiye, yaşlanan nüfus sorununa hazırlıklı mı ve bu konuda yapılan çalışmalar yeterli mi?
Türkiye, yaşlanan nüfus sorununu bir sorun olarak görmektedir. Ancak, biz gerontoloji bölümü olarak yaşlanmayı bir sağlık veya tıbbi bir durum olarak değil, fonksiyonel ve aktif bir süreç olarak ele alıyoruz. Yaşlanmak doğal bir süreçtir; önemli olan, bireylerin sağlıklı ve başarılı bir şekilde yaşlanmasını sağlamaktır.
Yaşlılığın bir hastalık olarak görülmesine karşıyız ve bu sürecin herkes için doğal ve gerekli bir deneyim olduğunu savunuyoruz. Bu nedenle, yaşlı bireylerin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için çalışıyoruz.Bu alandaki mevcut çalışmalara baktığımızda, yaşlılara yönelik geliştirilen sosyal politikaların henüz yeni ve yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Daha etkili politikalar ve uygulamalarla yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmak mümkün olacaktır.
Türkiye’de yaşlı bireyler için daha sürdürülebilir bir sosyal sistem kurmak mümkün mü?
Evet, Türkiye’de yaşlı bireyler için daha sürdürülebilir bir sosyal sistem kurmak mümkündür. Yaş dostu şehirler ve yaş dostu hastaneler planlayarak ve hayata geçirerek yaşlı bireylerimizin yaşam kalitesini artırabiliriz.
Bu tür bir uygulamanın örneğini İrlanda’da görmekteyiz. İrlanda, tüm şehirlerini yaş dostu hale getirerek “Age-Friendly Country” (Yaş Dostu Ülke) unvanını kazanmıştır. Türkiye’nin de benzer projelerle bu unvanı elde etmesi mümkündür.
Neden bizim ülkemizde de yaş dostu şehirler olmasın? Elbette bu hedefe ulaşmak için olanaklarımız mevcuttur. Yeterli planlama ve uygulamalarla bu sistemi Türkiye’de hayata geçirebiliriz.
Dünyada gerontoloji alanında en başarılı ülkeler hangileridir ve Türkiye’nin bu ülkelerden alabileceği dersler nelerdir?
Dünyada gerontoloji alanında en başarılı ülkelerin başında İrlanda gelmektedir. İrlanda’nın tüm şehirleri “yaş dostu” olarak tasarlanmıştır. Bu konseptte ayrımcılık yoktur; şehirler sadece yaşlılar için değil, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubuna yönelik faydalı alanlar sunmaktadır.
Almanya, yıllardır bu alanda başarılı politikalar geliştiren bir ülkedir. Ayrıca ABD, Kanada, Hollanda ve İsveç gibi ülkeler de gerontoloji alanında liderdir. Özellikle Hollanda’nın yerinde yaşlanma politikaları, yaşlı bireylerin kendi yaşam alanlarında desteklenmesini hedeflemektedir.
Türkiye’nin bu ülkelerden alabileceği dersler arasında “yaş dostu şehirler” konseptini hayata geçirmek, yerinde yaşlanmayı teşvik etmek ve yaşlı bireylerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik politikalar uygulamak yer alır.
Yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımı ve yaşam kalitesini artırmak için hangi somut adımlar atılabilir?
Yaşlı bireylerin sosyal hayata katılımı ve yaşam kalitesini artırmak için “Tazelenme Üniversiteleri” gibi projeler uygulanabilir. Türkiye’de şu anda 12 Tazelenme Üniversitesi bulunmaktadır. Bu üniversitelerde 60 yaş ve üzerindeki bireyler, akademik eğitim alarak sosyal hayata daha aktif bir şekilde katılmaktadır.
Bu tür projelerde erkeklere örgü veya yemek yapmayı öğretmek, kadınlara ise tamirat gibi konularda eğitim vermek gibi yenilikçi yaklaşımlar bulunmaktadır. Amaç, bireylerin kendilerine yetebilmelerini sağlamak ve sosyalleşmelerini artırmaktır. Ayrıca emekli bireylerin sosyal aktivitelere katılımını artırmak için parklar, kültürel etkinlikler ve gönüllü çalışmalar teşvik edilebilir.
Yapay zeka ve robotik yaşlı bakımı gerontolojiye nasıl entegre edilebilir? Türkiye’de bu konuda çalışmalar var mı?
Yapay zeka ve robotik teknolojiler, gerontolojiye “gero-teknoloji” kavramı ile entegre edilebilir. Türkiye’de bu alanda Arçelik gibi şirketler AR-GE faaliyetlerine destek sağlamaktadır. Örneğin, artırılmış gerçeklik teknolojisi kullanılarak yaşlı bireylerin denge ve hareket sorunlarına yönelik eğitimler verilebilmektedir.
Alzheimer gibi hastalıklar için kaybolan bireylerin yerini tespit eden cihazlar ve anahtarlıklar gibi teknolojiler de geliştirilmektedir. Bu tür teknolojiler yaşlı bireylerin güvenliğini sağlamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için büyük önem taşımaktadır.
Gerontoloji öğrencilerinin iş bulma imkanları ve kariyer seçenekleri nelerdir?
Gerontoloji mezunları, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere çeşitli kamu ve özel sektör alanlarında istihdam edilmektedir. Sağlık turizmi, huzurevleri, özel bakım merkezleri ve belediyeler en çok istihdam sağlayan yerlerdir. Ayrıca Adalet Bakanlığı’nda vesayet davaları veya bilirkişilik gibi alanlarda da gerontologlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Ayrıca AFAD gibi afet yönetimi alanlarında, yaşlı bireylerin kırılgan gruplar arasında yer alması nedeniyle gerontologlar istihdam edilmektedir. Bunun yanı sıra sağlık turizmi, özellikle Antalya ve Muğla gibi bölgelerde önemli bir kariyer alanı sunmaktadır.
Gerontoloji öğrencilerine veya bu bölümü düşünen gençlere vermek istediğiniz bir tavsiye var mı?
Gerontoloji bölümü, geleceği parlak olan bir alandır. Bölümü seçen öğrenciler genellikle bilinçli bir şekilde tercih yapmaktadır. Şu an için puanlar nispeten düşük olsa da hızla yükselmektedir. Bu nedenle, bölümü tercih etmek isteyen öğrencilerin ellerini çabuk tutmaları önerilir.
Yaşlanan nüfusun ihtiyaçları doğrultusunda bu alanda uzun yıllar boyunca iş olanaklarının artmaya devam edeceği öngörülmektedir. Gerontoloji, yalnızca akademik bir alan değil, aynı zamanda topluma doğrudan fayda sağlayan bir bilim dalıdır.